Bazen hayatta işler yolunda gitmez. Bunu en iyi, bir seyahat planı yapan; uçak biletini gözüne kestiren, valizini baştan sona dolduran birinin, vize başvurusundan “ret” cevabı aldığında anlarız. İşte tam bu noktada, bir kapının kapanmasının başka bir kapıyı aralayabileceğine inanan insanlar devreye girer. Çünkü Bulgaristan vizesi için yapılan başvurularda da, her zaman yeşil ışık yanmaz. Kimilerine kırmızı yanar, hatta bazen “gözden kaçan bir detay”, “yanlış anlaşılmış bir belge” veya bir tek “memurun takdiri” (yani, yetkili kişinin inisiyatifiyle alınan karar) nedeniyle başvuru reddedilir.
Bulgaristan Vize reddi dediğimizde, kulağa sanki büyük bir mahkeme salonunda alınan bir karar gibi gelebilir. Halbuki; büyük çoğunlukla, birkaç satırlık resmi bir yazıdan, yani konsolosluk tarafından iletilen kısa bir ret mektubundan ibarettir. Fakat bu satırlar, başvuru sahibi için çoğu zaman uzun, yorucu ve kafa karıştırıcı bir sürecin başlangıcı olur. Şunu net biçimde belirtmek gerekir: Her vize reddi bir son değildir. Bilakis, bir hak arayışının, “itiraz” denilen ikinci bir mücadele alanının ilk adımıdır. Burada “itiraz” derken kast edilen; kişinin, kendisine gönderilen olumsuz karara karşı yasal haklarını kullanarak (yani, resmi yollarla başvurup yeniden değerlendirme talep etmesi) süreci tekrar başlatmasıdır.
Nitekim, Bulgaristan vize başvurularında ret oranı sanıldığı kadar düşük değildir. 2023 yılına ait verilere göre, Schengen bölgesi içinde Bulgaristan’a yapılan başvuruların yaklaşık %8’i reddedilmiştir. Bu istatistik, başvuran her on kişiden birinin hayal kırıklığı yaşadığını, ama bunun çaresiz bir tablo olmadığını gösteriyor. Çünkü bazı insanlar için her ret, bir yeniden deneme azmi, bazıları içinse pes etme sebebidir. Fakat hak arama yolları; hukuk (yani adalet sistemi) ve idari başvuru süreçleri sayesinde, vize reddinin üstesinden gelmek mümkün olabiliyor.
Bir roman karakteri olsak, belki şu anda “oyunun başında elenen” hissiyle sarsılırdık. Ama gerçek hayatta, itiraz dilekçesini yazan, kararın gerekçesini sorgulayan, evrakları yeniden gözden geçiren herkes; aslında ikinci perdeye hazırlanan sabırlı bir oyuncudur. Bu yazıda, vize reddiyle karşılaşanların önündeki yol ayrımlarını, hukuki terimlerin sade açıklamalarını ve itiraz sürecinin enine boyuna detaylarını inceleyeceğiz.
Hikâyenin kahramanı sizsiniz ve ikinci şans daima mümkündür.
Vize başvurusu, bir bakıma, iki taraflı bir “güven oyunu”dur: Siz, Bulgaristan’a gitmeye niyetli bir yolcu olarak, niyetinizin saflığını ve planınızın gerçekliğini çeşitli belgelerle anlatmaya çalışırsınız. Karşınızda ise, bu belgeleri, beyanları ve bazen sizi şahsen değerlendiren bir konsolosluk görevlisi vardır. İşte “Bulgaristan vize reddi” dediğimiz şey, bu güven oyununda konsolosluk tarafından size “şimdilik geçiş izni yok” anlamında verilen resmi olumsuz karardır.
Hukuki dilde bu reddin gerekçeleri; çoğu zaman kısa ve öz cümlelerle ifade edilir. “Başvurunuzun değerlendirilmesi sonucunda, seyahat amacınızın yeterince açık olmadığı kanaatine varılmıştır” gibi. Gelgelelim, başvuran kişiler arasında çoğu zaman şöyle anlaşılır: “Belgelerde eksiklik var mıydı, yoksa ben mi yanlış anlaşıldım?” Hatta kimi zaman, “kamu düzenine tehdit” gibi ciddi ifadeler de kullanılabilir. Bu deyim, hukukçular arasında “ülkeye girişi sakıncalı görülen kişi” olarak tanımlanırken, halk arasında daha çok “sorun çıkaracak biri olarak görülmek” şeklinde yorumlanır.
Vize reddinin nedenleri, resmi yazıda maddeler halinde sıralanabilir. Sıklıkla karşılaşılan sebepler şunlardır:
Her ret gerekçesi, başvuran için bir muamma, bir soru işareti olarak kalabilir. “Gerçekten bütün belgelerim tam mıydı?” veya “Eksik anlaşılan neydi?” Bu noktada, işte çoğu kişinin atladığı ama aslında bir “hak” olan itiraz yolu gündeme gelir. Çünkü reddedilmek, bazen oyunun başından değil, ortasından döndüğünüz anlamına gelir; yani evre devam edebilir.
Şimdi işin hem resmi hem de insani boyutuna gelelim. Vize reddi sonrası elinize ulaşan o soğuk resmi yazı, ilk bakışta “yapacak bir şey yok” izlenimi verebilir. Oysa, Avrupa Birliği üyesi olan Bulgaristan’ın uyguladığı yasal prosedür gereği, başvuranların “itiraz” hakkı vardır ve bu hakkın kullanılabilmesi için belirlenen süre tam olarak 14 gündür.
“14 gün içinde itiraz hakkı” ifadesi, hukuki bir deyim olarak, reddedilen kişinin bu süre zarfında resmi yollardan başvuruda bulunabileceğini anlatır. Halk arasında ise çoğunlukla “Bir haftadan fazla, iki haftadan az bir sürede, yeniden başvurabilirim” şeklinde anlaşılır. Fakat burada kritik bir ayrıntı vardır: Bu süre, ret kararının size tebliğ edildiği (yani, elinize ulaştığı) günden itibaren başlar. Bu noktada, “tebliğ” kelimesinin hukukçular arasında, kararın muhatabına resmen bildirilmesi anlamına geldiğini, halk arasında ise “yazıyı aldığım an” şeklinde yorumlandığını belirtmek faydalı olacaktır.
İtiraz sürecinin işleyişi kısaca şöyle özetlenebilir:
Burada önemli bir istatistik de dikkate değerdir: 2022 yılında Bulgaristan vize reddine yapılan itirazların yaklaşık %15’i olumlu sonuçlanmıştır. Yani, on başvurudan biri itirazla çözülebiliyor. Bu oran, azımsanmayacak bir umut kapısı açıyor.
Bazı başvuru sahipleri, “itirazdan bir şey çıkmaz” düşüncesine kapılsa da aslında sistem, hata payını telafi edebilmek için bu hakkı tanıyor. Yani, ikinci bir şansınızın olması, bazen bir dosyanın daha dikkatli incelenmesi, bazen de yeni belgelerle niyetinizin daha iyi anlaşılması için bulunmaz bir fırsattır.
Bulgaristan vize reddi ile karşılaşmak bir son değildir. Tam tersine, biraz sabır ve doğru adımlar atılarak, yeni bir başlangıç için kapı aralanabilir. İtiraz sürecini doğru yönetmek, çoğu zaman başarıya giden yolun ilk ve en önemli adımıdır.
Aslında herkesin hayalini kurduğu o Bulgaristan gezisi, çoğu zaman birkaç evrak, bir banka dekontu ve imzalanan formlar arasında şekillenir. Fakat sistemin çarkları, başvuran herkesi aynı gözle değerlendirmez. Bazı başvurular, gayet sıradan gibi görünse de reddedilebilir. O halde, neden? İşte bu sorunun cevabı, resmi yazılarda çoğu zaman kısa ifadelerle yer alsa da işin arka planında bazen uzun hikâyeler, bazen de gözden kaçan basit ayrıntılar yatar.
Vize başvurularında “finansal yeterlilik” kavramı, bir tür yolculuk garantisi gibidir. Konsolosluk, başvuran kişinin Bulgaristan’da bulunduğu süre boyunca kendi masraflarını karşılayabileceğinden emin olmak ister. Bu noktada, banka teminatı (yani, banka hesabında yeterli miktarda para bulundurulması şartı), başvurunun kalbinde yer alır.
Resmi yazışmalarda sıkça karşılaşılan ifadelerden biri şudur: “Başvuru sahibinin finansal yeterliliği gösterilememiştir.” Halk arasında, çoğunlukla “hesabımda yeterince para yokmuş” ya da “banka dekontum yetersiz bulunmuş” olarak anlaşılır. Oysa, bazen işin özü, hesabınızdaki meblağdan çok, paranın kaynağının ve hareketlerinin açık ve tutarlı olmasıdır. Yani, bir sabah ansızın yüklü bir para yatırmak yerine, düzenli birikim göstermek çok daha güven vericidir. Çünkü konsolosluk görevlileri, ani para hareketlerine karşı hassastır; bu tür durumlar “paravan hesap” (gösteriş amaçlı oluşturulan hesap) şüphesine yol açabilir.
Bir örnekle açıklayacak olursak: Diyelim ki Bulgaristan’a 7 günlük bir seyahat planlıyorsunuz ve hesabınızda, yolculuk boyunca harcayacağınız tutarın en az iki katı kadar para bulundurmanız bekleniyor. Bu, sade bir sayıdan ibaret değil; seyahatinizin gerçekliğine dair ilk önemli göstergedir.
Bir diğer sıkça karşılaşılan ret nedeni ise seyahat sağlık sigortasıdır. Aslında, “sigorta” kavramı, hukukçular arasında “herhangi bir sağlık riskine karşı önlem alınması” anlamında kullanılır. Fakat günlük hayatta çoğu başvuru sahibi için, “acil durumda hastane masrafım karşılanır mı?” sorusuyla eşdeğerdir. Konsolosluklar, başvuru sahiplerinden genellikle Bulgaristan’daki kalış süresini kapsayan, belirli bir tutar üst limiti olan (misal olarak, 30.000 Euro’ya kadar) sağlık sigortası isterler.
Sigorta poliçesinin eksik veya uygun olmayan şartlarda düzenlenmiş olması, başvurunun reddine yol açabilir. Bir başka ifadeyle, “yanlış poliçe” yüzünden hayaller suya düşebilir. Kimi zaman poliçede imza eksikliği, kimi zaman ise kapsam dışı bırakılan maddeler (bir örnek verelim, acil tıbbi tahliye) redde sebep olur. Bu tür hatalar, çok basit gibi görünse de sürecin en sık rastlanan tuzaklarındandır.
Her vize başvurusunun temelinde, net bir “seyahat amacı” yer alır. Konsolosluklar, başvuran kişinin Bulgaristan’a neden gitmek istediğini açıkça öğrenmek ister. Fakat bazen sunulan belgeler bu soruya cevap vermez.
Resmi ret gerekçelerinde sıkça rastlanan ifadelerden biri şudur: “Seyahat amacınız açıkça belirtilmemiştir.” Hukuki anlamda, başvuru sahibinin ülkeye giriş sebebinin tam olarak açıklanmamış olmasıdır. Fakat başvuru sahipleri arasında bu genellikle şöyle tercüme edilir: “Davetiye mi eksik, yoksa otel rezervasyonum yeterince ikna edici değil mi?”
Belirsizlik, konsolosluk nezdinde risk demektir. “Belki de ülkeye gidip bir daha dönmez” şüphesi, çoğu zaman seyahat amacının net biçimde ifade edilememesinden kaynaklanır.
Elbette vize reddi nedenleri bunlarla sınırlı değildir. Sabıka kaydı, özellikle ağır suçlardan mahkûmiyet (halk arasında: “adli sicilim temiz değil”), çoğu zaman doğrudan ret sebebidir. Konsolosluk için bu, ülkeye girişte kamu düzeni riski anlamına gelir.
Bir diğer ciddi neden ise sahte belge sunulmasıdır. Resmi ifadeyle, “sahtecilik” (yani, gerçeğe aykırı belge ibrazı) tespit edildiğinde, başvuru yalnızca reddedilmekle kalmaz; ileride yapılacak diğer başvurularınız da tehlikeye girer. Kısacası, “bir belgeyi uydurursam, işler yolunda gider” düşüncesi en tehlikeli yanılgıdır.
Özetlemek gerekirse;
Bulgaristan vize reddinin temel taşlarıdır. Her bir nedenin arka planında, dikkatle incelenmesi ve özenle hazırlanması gereken belgeler yatar. Yani, başvuru süreci aslında bir nevi “titizlik sınavıdır. Küçük bir detay, büyük hayalleri erteleyebilir; tıpkı, hikâyede yanlış bir virgülün bütün anlamı değiştirmesi gibi.
Bir kapının yüzünüze kapanması, ardında başka bir kapının olmadığını göstermez. Bulgaristan vize reddi sonrasında da durum aynen böyledir. Ret kararıyla başlayan o tatsız aşama, doğru adımlar atılırsa bambaşka bir mecrada, daha hakkaniyetli bir şekilde devam edebilir. Bununla birlikte burada zamanla yarış başlar. Yasal haklarınızın kullanılması için belirlenen sürelere ve usullere dikkat etmek gerekir; aksi takdirde ikinci şans, başvuru sahibinin elinden kayıp gidebilir.
Vize reddi sonrası itiraz hakkı, bir “saatli bomba” gibidir; süresi dolduğunda elinizde hiçbir şey kalmaz. İşte bu bağlamda, 14 günlük yasal süre hayati önem taşır. Demek ki bu süre ne zaman başlar, nasıl işler?
Sürenin başlangıcı, çoğu başvuru sahibinin yanıldığı bir noktadır. 14 günlük işlem, ret mektubunun tarafınıza resmen tebliğ edildiği (yani, yazının elinize geçtiği, okuduğunuz veya e-posta ile iletildiği tarih) andan itibaren başlar. “Tebliğ” terimi, hukuki dilde kararın kişiye resmen bildirilmesi anlamına gelirken; günlük yaşamda ise “o gün yazıyı aldım, saat kaçtı hatırlamıyorum” gibi basit bir zaman ifadesine denk gelir.
Eğer ret kararı size bir cuma günü ulaştıysa, işte o günden itibaren takvim işlemeye başlar. Hafta sonları da bu süreye dahildir; yani tatil günlerinde süre durmaz. Pek çok başvuru sahibi bu detayı gözden kaçırır ve başvuru hakkını kaybeder. Sonuçta, 14 gün hem kısa hem de uzun sayılabilir; buna karşın resmi işlemler ve evrak hazırlığı söz konusu olduğunda, bu süre göz açıp kapayıncaya kadar geçer.
İşte burada bir yazarın dediği gibi; “zaman, hukuki süreçlerde en acımasız hakemdir.” 14 günü kaçırdığınızda, dosyanız bir daha açılmamak üzere kapanır.
İtiraz hakkını kullanmak isteyenlerin bilmesi gereken en önemli konulardan biri de başvurularını hangi mercilere ve hangi usulle iletecekleridir. Gidişat, her zaman tek bir yol izlemez; bazen birkaç basamaktan geçmek gerekir.
Bu aşamada, mahkeme başvuruları genellikle yazılı dilekçeler ve mevcut tüm deliller ile yapılır. Mahkeme, başvuruyu ayrıntılı biçimde inceler, gerekirse konsolosluktan ek bilgi talep edebilir ve nihai bir karar verir.
İdare mahkemesi sürecinin ne kadar süreceği ise tam bir muammadır. Bazı davalar birkaç ay içinde sonuçlanırken, kimi zaman dosya yoğunluğuna veya ek belge taleplerine göre bu süre bir yılı bile bulabilir. Yani, bu yol biraz sabır ve dayanıklılık ister.
Her ne kadar mahkemeye başvuru hakkı kişiye tanınmış olsa da sürecin karmaşıklığı nedeniyle avukat desteği almak çoğu zaman başvuranın lehine olur. Bir avukat; hukuki dili doğru kullanarak, başvuru sahibinin haklarını en etkin biçimde savunabilir, gerekli belgeleri eksiksiz sunabilir ve sürecin hızlı ilerlemesini sağlayabilir. “Avukat” kavramı, hukukçular için profesyonel temsilci anlamına gelirken, halk arasında “işi bilen birini bulmak” gibi daha pratik bir karşılığa sahiptir.
Özetle:
Bir vize reddi, bazen kişiye hayatta ilk kez gerçek anlamda “resmi itiraz” yazmayı öğretir. Ve unutulmamalıdır ki; hak aramak, tek bir belge doldurmak değil, eş zamanlı olarak insanın kendi yolunu çizmesidir.
Vize reddine karşı verilecek en önemli cevaplardan biri, hiç şüphesiz ki itiraz dilekçesidir. Her ne kadar dilekçe yazmak, ilk bakışta basit bir iş gibi görünse de aslında “doğru yerde, doğru kelimelerle ve doğru belgelerle konuşmak” işin özüdür. Dilekçede eksik ya da yanlış bilgi olması, çoğu zaman kapıların bir kez daha kapanmasına yol açabilir. Bu sebeple, dilekçenin içeriği, dili ve biçimi üzerinde titizlikle durmak gerekir.
Dilekçenin omurgasını, yani vazgeçilmez temel taşlarını oluşturan bazı bilgiler vardır. Bunlar eksikse, dilekçeniz ne kadar iyi yazılmış olursa olsun resmi süreçte karşılık bulmaz.
Başvuru sahibinin;
Hukukçular bu bilgilere “zorunlu unsurlar” der. Halk arasında ise, genellikle “adı-soyadı, tarih ve dosya numarası yazmayı unutma” şeklinde pratik önerilerle hatırlanır.
Dilekçenin can damarı ise, itirazın dayandırıldığı nedenlerin ve bu nedenleri destekleyen belgelerin sunulmasıdır. Burada iş, bir nevi “hikâye anlatmaya” benzer; ama bu hikâyenin gerçeklerle, belgelerle ve mantıklı açıklamalarla örülmesi gerekir.
Burada bir parantez açalım: “Argüman” sözcüğü, hukukçular için savunma gerekçesi, başvuru sahipleri için ise “kendini savunmak” anlamına gelir.
Bir başka kritik husus da dilekçenin hangi dilde ve nasıl bir üslupla yazılacağıdır. Çoğu zaman, Bulgaristan Konsoloslukları ve idari mahkemeler, dilekçenin Bulgarca ya da İngilizce yazılmasını talep eder. Sade Türkçe ile başvuru yapmak, çoğunlukla sürecin uzamasına veya dilekçenin hiç dikkate alınmamasına yol açar. Eğer yabancı dilde yazma konusunda tereddüdünüz varsa, bu noktada profesyonel bir çevirmen ya da danışmandan destek almak yerinde olacaktır.
Resmi üslup ise başka bir incelik: Dilekçede samimi, hatta zaman zaman insani bir ton kullanılabilir; fakat kesinlikle ağır ifadelerden, suçlayıcı dilden ve aşırıya kaçan duygusallıktan kaçınılmalıdır. Kısa, net, açık ve saygılı cümlelerle, gerekçeler tek tek sıralanmalıdır. Sonunda ise “gereğinin yapılmasını arz ederim” benzeri bir kapanışla dilekçe tamamlanır.
Kısacası, iyi yazılmış bir itiraz dilekçesi;
Tıpkı bir puzzle’ın eksik parçası gibi, dilekçede atlanan her detay, başvurunun bir sonraki adımda eksik kalmasına yol açabilir. O nedenle, bu süreci ciddiyetle ve dikkatle yönetmek gerekir; çünkü bir metin bazen, yalnızca kelimelerden değil, hayatlardan oluşur.
Bir itiraz dilekçesinin etkili olabilmesi için bir tek güzel cümleler kurmak yetmez; arkasını belgelerle, somut kanıtlarla ve sağlam bir dosyayla desteklemek gerekir. Bir anlamda, dilekçeniz bir savunma, bu belgeler ise savunmanızın dayanağı, sanki “ispat yükü”dür (hukukta bir iddiayı kanıtlama zorunluluğu anlamında kullanılır, halk arasında ise “elinde kanıt var mı?” sorusu ile eşdeğer tutulur). Eksiksiz ve güvenilir belgeler, itiraz sürecinin kaderini değiştirebilir.
Her vize başvurusunda olduğu gibi, itiraz sürecinde de banka dökümü, listenin başında gelir. Konsolosluk, başvuru sahibinin seyahat masraflarını karşılayacak mali güce sahip olup olmadığını görmek ister. Burada dikkat edilmesi gereken birkaç önemli detay vardır:
Banka dökümü, aslında “ben orada kimseye muhtaç olmadan kalabilirim” mesajının en etkili yoludur. Eksik ya da hatalı bir belge, çoğu zaman ret kararının devamına sebep olur.
Sigorta poliçesi, vize sürecinin vazgeçilmezlerinden biridir. Konsolosluk, başvuru sahibinin acil bir sağlık sorunu yaşaması halinde mağdur olmamasını garanti altına almak ister. Burada dikkat edilmesi gerekenler:
Halk arasında “sigorta poliçesi” denildiğinde akla genellikle bir kâğıt parçası gelse de bu belge gerçekte seyahatin güvenlik anahtarıdır. Küçük bir detay, büyük bir problemi önleyebilir.
Konsolosluk, başvuran kişinin Bulgaristan’a gidip orada kalıcı olma niyetinde olmadığından emin olmak ister. Bunun için;
Resmî belgeler arasında çoğu zaman sıradan görülen bu evraklar, aslında başvurunun en kritik noktasıdır. Bir otel rezervasyonundaki tutarsızlık, ya da dönüş bileti eksikliği “seyahat amacı belirsizliği” gerekçesiyle yeniden redde yol açabilir.
Bazı başvuru sahipleri için, maddi destek sunan bir sponsorun varlığı hayati önemdedir. Sponsor mektubu, finansal yetersizlik gerekçesine karşı güçlü bir savunmadır.
Bunun yanı sıra, başvuranın geçmişte başka ülkelere aldığı vizeler, özellikle Schengen veya AB ülkeleri vizeleri, “güvenilir yolcu” imajı yaratır. Önceki vizelerin fotokopileri dosyaya eklenirse, konsolosluk nezdinde olumlu bir izlenim bırakılır. Bu durum, hukukçular arasında “referans gösterme” olarak tanımlanırken, halk arasında ise “bakın, daha önce de gittim ve geri döndüm” argümanıyla açıklanır.
Dilekçeyi destekleyen belgeler; yalnızca prosedürün gereği değil, ek olarak başvuru sahibinin ciddiyetini, güvenilirliğini ve seyahatinin gerçekliğini ortaya koyan en önemli unsurlardır. Tıpkı bir roman kahramanının yolculuğa çıkmadan önce hazırladığı erzak çantası gibi, her belge sürecin kritik bir parçasıdır. Eksik kalan her şey, hikâyenin de seyahatin de yarım kalmasına yol açabilir.
Hayat bazen yol ayrımlarına getirir insanı. Bir yandan uğradığınız haksızlığı düzeltmek için mücadele etmek, diğer yandan “yeniden başlamak” için hızlıca yeni bir başvuru dosyası hazırlamak… Bulgaristan vize reddi sonrası da benzer bir seçimle karşılaşılır. İtiraz mı edilmeli, yoksa tekrar başvuru mu yapılmalı? Bu sorunun tek ve kesin bir cevabı yoktur; karar verirken süreci, masrafları ve kişisel koşulları iyice tartmak gerekir. Her yolun hem avantajları hem de bazı handikapları olduğunu unutmamak lazım.
İtiraz Etmenin Artıları:
İtiraz Etmenin Eksileri:
Yeniden Başvurunun Artıları:
Yeniden Başvurunun Eksileri:
Bir yol haritası çıkaracak olursak:
Eğer ret kararının düzeltilmesi gerektiğine inanıyorsanız ve zamana karşı sabrınız varsa, itiraz sürecini tercih etmek mantıklıdır. Ama zamanınız kısıtlı, evraklarınızda ciddi eksikler varsa veya seyahat planınız acilse, yeni başvuru yapmak daha pratik bir çözüm olabilir.
Son tahlilde, bu yol ayrımında hangi adımı atacağınız tamamen sizin koşullarınıza, sabrınıza ve önceliklerinize bağlıdır. Bazen “kaybettiğiniz yerde ısrar etmek” size yeni bir bakış açısı kazandırır; bazen ise “yeni bir sayfa açmak” en hızlı çözüm olur. Her iki yolda da önemli olan, süreci doğru yönetmek ve seçeneklerinizi bilinçli şekilde değerlendirmektir.
Bir yolculuğun ilk adımı bazen vize başvurusuyla, bazen ise reddedilmiş bir kararla başlar. Bulgaristan vize reddi, çoğu kişi için “yolun sonu” gibi görünse de aslında yeni bir sürecin, yeni bir öğrenmenin ve hak arayışının da başlangıcıdır. Her ret kararı; eksikleri tamamlamak, belgeleri daha titiz hazırlamak ve gerektiğinde hakkını aramak için bir fırsat sunar. Önemli olan, karşılaşılan engeli kişisel bir yenilgi değil, gelişim için bir merdiven basamağı olarak görebilmektir.
Bu esnada;
Her hukuki proses gibi, vize başvuruları ve itiraz yolları da titizlik ve dikkat gerektirir. Bazen küçük bir belge eksikliği büyük hayallerin ertelenmesine neden olurken, bazen doğru yazılmış bir dilekçe ve eklenen bir banka dökümü kapıları tekrar açabilir.
Son bir hatırlatma: “Hak aramak, yolun kendisidir.” Bunu yaparken, resmi dilin gerekliliklerine, sürelere ve evraklara dikkat etmek kadar, kendi haklarınızı bilmek ve sürece hâkim olmak da hayati önemdedir. Aklınızda bulunsun, her kapanan kapı yeni bir deneyim, her deneyim ise daha güçlü adımlar atmanın başlangıcıdır.
Yolunuz açık olsun.
Başvurunuz reddedildiyse, yasal olarak yeni bir başvuru yapmanızın bir sınırı yoktur. Yani aynı yıl içinde, eksiklerinizi tamamlayarak veya gerekçeleri düzelterek birden fazla başvuru hakkınız vardır. Fakat arka arkaya çok sık başvuru yapmak, konsolosluk nezdinde “kararsızlık” ya da “acelecilik” olarak algılanabilir. Her başvuru için yeni belge ve başvuru ücreti ödemeniz gerektiğini aklınızda bulunsun.
Hayır, Bulgaristan vize reddi, doğrudan pasaporta damga veya şerh olarak işlenmez. Ret kararı genellikle size verilen resmi bir mektup veya e-posta yoluyla bildirilir. Lakin, elektronik sistemlerde önceki başvurularınız ve ret gerekçeleriniz kayıt altına alınır. Başka ülkelere vize başvurusu yaparken bu kayıtlar bazen değerlendirilebilir.
Bulgaristan hâlihazırda Schengen Bölgesi tam üyesi değildir, buna karşın vize başvuruları Schengen kurallarına büyük ölçüde benzer. Bulgaristan vize reddi, doğrudan diğer Schengen ülkeleri için “otomatik ret” anlamına gelmez; fakat eğer ret sebebiniz ciddi bir ihlal (misal sahte belge) ise, bu durum Schengen vize başvurularınızda da dikkate alınabilir.
İtiraz sürecinin uzunluğu başvurduğunuz konsolosluğun yoğunluğuna ve itirazı değerlendiren makamların işleyişine göre değişir. Ortalama olarak, konsolosluk itirazlarına 2-4 hafta içinde yanıt verebilir. Mahkeme süreci başlarsa, sonuç aylar sürebilir. Sürecin hızlanması için tüm belgelerin eksiksiz olması ve gerekirse süreci takip edecek bir danışmandan yardım almak önemlidir.
Ne yazık ki, Bulgaristan vizesi için ödenen başvuru ücreti, başvurunuz reddedilse dahi iade edilmez. Aynı şekilde, sigorta ve aracı kurum masrafları da geri alınamaz. Ama yeni başvuru yaparsanız, bu ücretleri tekrar ödemeniz gerekir. Yani masrafları azaltmak için başvurunuzu ilk seferde mümkün olduğunca eksiksiz yapmaya çalışmanız faydalı olur.
Faydalı Kaynaklar
Bulgaristan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği - Vize Bilgilendirme Sayfası
https://www.mfa.bg/tr/embassies/turkey/2279
Bulgaristan’ın Türkiye’deki resmi temsilciliği tarafından sağlanan vize başvuru ve reddiyle ilgili güncel ve resmi bilgiler.
T.C. Dışişleri Bakanlığı – Bulgaristan Vize Rehberi
https://www.mfa.gov.tr/bulgaristan.tr.mfa
Türkiye dışişleri sitesinde yer alan bu rehber; Bulgaristan C vizesi başvurusu, vize muafiyetleri, başvuru süresi ve konsolosluk işlemleri konusunda yol gösterir.